Ana içeriğe atla

[Blog Tur] Magnus Chase ve Asgard Tanrıları 1 - Yaz Kılıcı - Rick Riordan | Kitap Yorumu

***Tanıtım***Magnus Chase'in başına o güne dek yeterince iş açılmıştı. İki yıl önce annesinin kendisine kaçmasını söylediği o korkunç geceden beri Boston'da sokaklarda yaşıyor, polisten ve sosyal hizmetlerden yalnızca kafasını kullanarak kurtuluyordu. Magnus bir gün peşine bir başkasının düştüğünü öğrendi: Annesinin kendisini tembihleyerek uzak durmasını söylediği dayısı Randolph. Ancak Magnus, dayısından kaçmak isterken onun avucunun içine düşüverdi. Randolph ise İskandinav tarihiyle ilgili bir şeyler geveleyip Magnus'a bir yerlerde doğuştan hak ettiği bir şey olduğunu söyledi: Binlerce yıldır kayıp olan bir silah. Randolph konuştukça eksik parçalar bir bir tamamlandı. Asgard tanrıları, kurtlar ve Kıyamet Günü hakkındaki efsaneler Magnus'un hafızasında yeniden şekillendi. Ancak fazla vakti yoktu, çünkü o an bir ateş devi Boston'a saldırmakta ve Magnus'a kendi güvenliği ile binlerce masum insanın yaşamı arasında bir seçim yapmaya zorlamaktaydı… Bazen yeni bir yaşama başlamanın tek yolu, ölmektir.
(Tanıtım Bülteninden)

Sayfa Sayısı: 568
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Doğan ve Egmont Yayıncılık


***Yorum***
Öncelikle uzun zamandır bloguma yoruma girmiyordum, özlemişim yazı yazmayı. Bu sayfayı açmayı kitabı tanıtmayı bile özlemişim yahu! Şu üniversite beni alıp götürdü başka diyarlara, bayağı ingilizceye ağırlık verdim ama toparlayacağım inşallah hahaha.

Şimdi gelelim kuru fasulyenin faydalarına, ben öncelikle biraz Magnus Chase isimli arkadaşımızdan bahsetmek istiyorum. Bu arkadaşımız 16 yaşlarında, inanılmaz kuul ve fazla sivri bir arkadaşımız. Ancak evsiz, annesinin ölümünden sonra evsiz kalmış bir vaziyette. Sonra günlerden bir gün ilahi bir dokunuşla, hatta bir çok ilahi dokunuşlarla hayatı değişiyor. 16 yaşında bir evsizken bambaşka bir şey oluyor, ki bu duruma kendisi bile hayret ediyor.

Daha sonra, nehrin dibinden bir kılıç çıkarıyor ve asıl hikaye burada başlıyor. Kılıç çıkıyor, canavarlara karşı duruluyor ve bam! Ölüyor. Son.
Ama nasıl bir son? Bambaşka bir son, ki zaten bana göre hikayenin eğlenceli kısmı da buradan başlıyor.

Kitaptaki Magnus, Kurt Cobain'e dış görünüş olarak benzetilmiş ki bu zaten kitapta da üzerinde durulan bir unsur. Kitabın güzelliğinde değinmeden önce çevirisinden bahsetmek istiyorum. Çevirisini yapan kişi güncel deyimleri kullanmış ve bence çok yerli yerinde olmuş, hatta beni gülümseten nacizane yerler de kitabın o kısımları diyebilirim.

Konu olarak, mitolojiye ilgi duyan birisiyseniz bu kitabı seversiniz ki, Rick kendini kanıtlamış bir yazar. Dili akıcı ve sıkmıyor, ayrıca seviyeli ve eğlenceli. Çoğu kişinin aksine kitabın ince sayfa yapısını da ziyadesiyle beğendim.

İster istemez Demir Durid günlükleri ile kıyaslama yaptıysam da, Magnus bambaşka bir diyardı. Ben beğendim ve okumanızı tavsiye ediyorum.

Öpücükler! xoxox













Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Durkheim Öldü! - Arthur Asa Berger | Kitap Yorumu #52

***Tanıtım*** 1910 yılında, Londra'da, dönemin önde gelen sosyologlarının ve politik aktivistlerinin bir araya geleceği bir konferans toplanacaktır. "Toplumsal İlerleme" teması etrafında gerçekleşecek konferans Londra basınında günler öncesinden yankı bulmuş, gazete sütunlarında konuşmacıların fotoğrafları ve teorik yaklaşımlarını anlatan makaleler arz-ı endam eylemektedir. Fakat konferansa günler kala, tüm zamanların en ünlü dedektifi Sherlock Holmes'ün Baker Sokağı'ndaki evinin kapısı bir kadın tarafından çalınır. Artık yumrukların konuştuğu bir kavgayı ve mücevher hırsızlığını içine alan bir gizem, Holmes ve kadim dostu Dr. Watson tarafından çözülmeyi beklemektedir. İnsan eylemlerini açıklama amacındaki sosyal teori, bu sefer bizzat eylemlerin nedeni olmuştur. Holmes bizzat sosyal teoriyi soruşturmaya başlar, sorguladığı kişiler ise bu teorilerin yaratıcılarıdır: W. E. B. Du Bois, Emile Durkheim, Sigmund Freud, Vladimir Lenin, Georg Simmel, Beatrice Webb ve M

Buz Ateşi - Amanda Hocking (Kanin Günlükleri #1) | Kitap Yorumu #36

***Tanıtım*** Fantastik / Kurgu / Yabancı Orijinal İsim:  Frostfire (İngilizce) Sayfa sayısı:  328 Ebat:  13.8x21 cm Yayın Tarihi:  Mart 2016 ISBN:  978-605-09-2568-5 Buzlar ülkesi Kanada’nın derinliklerinde, troll kabilelerinin en güçlüsü Kaninler hüküm sürüyor. Uzun sarı saçları ve mavi gözleriyle Kaninler arasında hemen göze çarpan, on dokuz yasındaki Bryn, kabilesinden dışlanmış bir melez ve tek isteği, kralın seçkin muhafızlar ordusunda  kendine bir yer edinebilmek... Aşkları için seçkin konumlarından feragat eden anne babasının aksine, Byrn ülkesine ve halkına hizmet etmek, isinde en iyi olabilmek için her şeyden vazgeçiyor. Bryn’in bir de gizli bir amacı var: babasının canına kast eden eskinin muhafızı, şimdinin haini yakışıklı Konstantin’den intikamını alabilmek. Byrn’ın soluk kesen “Kanin Günlükleri” macerası Buz Ateşi ile alev alıyor. ***Yorum*** ''Demek biz...'' Duraksayıp dudaklarını yaladı. ''İnsan değiliz, öyle mi? Hayır, puma ile aslan ar

Ev Kızı Evren - Filiz Şakar | Kitap Yorumu #38

***Tanıtım*** Kitaplar, gizem ve cinayet; mükemmel birleşim. -Tess Gerritsen- Tess Gerritsen Ev Kızı Evren'in karakterlerinden biri, üstelik bu kitap için sarfettiği övgü dolu sözcükler kapakta yer alıyor. Ev Kızı Evren -Wattys 2015 Kazananı - 56 hafta boyunca Macera Kategorisi birincisi olarak kaldı - 54 bin yorum, 107 bin oy aldı. Salata yaparken bıçağı ne kadar hızlı kullandığınızla övündünüz mü hiç? Övünün ! Ya da beşinci katta cam silerken en uzak noktayı bile pırıl pırıl yapabilmek için ne kadar güç sarf ettiğinizi fark ettiniz mi? Edin! Peki, halıya dökülen mürekkebi nasıl çıkaracağınızı biliyor musunuz? Bilin! Bütün bunları bilince bir ev kızının neler yapabileceğine hayret etmeyeceksiniz. Ev Kızı Evren polisiye bir olayı mizahi diliyle anlatırken, heyecanla kalkıp en yakındaki tavayı sapından sıkıca kavramanızı sağlayabilir. Ve sıradan bir tavayla, bir kahraman yaratmış olabilir…  "Ben bir masal kahramanı değilim. Hiçbir zaman da olmayacağım. Ben bir ev kızıyım. Ger