Ana içeriğe atla

Büyük - Oben Budak (Falan Filan #3) | Kitap Yorumu #27

***Tanıtım***
Artık kadınların tek rakibi kadınlar değil!

Yıllarca inişli çıkışlı, vurdulu kırdılı devam eden bir ilişkinin ardından Bige'yle Fransız asıllı Adrien yollarını ayırdı. Tabii bu çok da kolay olmadı çünkü zor kadından zor ayrılınır. Evet. Bige, zamanında büyük aşkının kafasında 106 ekran televizyon kırmaya kalkışmış olabilir. Ama Adrien da 21'likleri götürürken hayat ona güzeldi. Nihayetinde arıza Bige'nin atağı; Le Grandiose'un, namıdiğer Büyük Adrien'ın ise yatağı meşhurdu. Yine de birbirlerine duydukları aşk, tutku, şefkat ve hatta şiddet hiç bitmedi. Araya giren yıllara ve onlarca insana rağmen. 


Yeni yeni aşklara yelken açtıklarında bile onlar hep birbirlerine aitti. Sadece bunu anlamaları için en azından bir duşakabinin ve birkaç kalbin kırılması gerekiyordu. 

Oben Budak, Büyük'te, tıpkı Falan Filan ve Hayvan'da olduğu gibi, insanların iç dünyasına ışık tutuyor, duygusal gelgitleri analiz ediyor, gülümsetiyor, düşündürüyor, kızdırıyor, merak uyandırıyor ve okurun zihninde iç gıcıklayıcı bir kapı aralıyor. Büyük'teki 'tokat' sizi de büyüleyecek!
"Oben Budak'tan yerli işi nefis bir Carrie Bradshaw olmaz mı?"
-Milliyet Cadde-
(Tanıtım Bülteninden)

Sayfa Sayısı: 254
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Artemis Yayınları



***Yorum***


Büyük bir kitaba büyük bir yorum gerekir zannımca. 
Biraz flashback yaparak başlamak istiyorum konuşmama... Bundan yıllar yıllar evvel, nereden gördüğümü bilmediğim bir şekilde ilk kitabı olan Falan Filan'ı görüm. Tabi bunun üzerine, hemen ilk gördüğüm yerde aldım diyemeyeceğim çünkü gördükten tahmini 5-6 ay sonra başka bir yerde tesadüfen görüp aldım. Tamamen aklımda yoktu. Hatta sanırım, evet evet sanırım değil. Falan Filan'ı görmüştüm, aradan zaman geçmişti ve ikinci kitabı Hayvan çıkmıştı ve ben bu ikisini birlikte almıştım. Evet! hatırladım! Hatta kitapları alır almaz, ''Falan filan pembesi ve hayvan mavisiiiii!!!'' şeklinde bir tweet atıp Oben Budak'ı mention yapmış olmam pek muhtemel. (Muhtemel değil tam olarak olaylar böyle gelişti.)

''İçinde bulunduğunuz aşkın sizi ilk başlarda masal diyarlarında gezdireceğini, ama yıllar sonra dünyayı başınıza yıkacak, sizi hayattan soğutacak ve şiddetinden intiharı düşündürtecek hale geleceğini önceden görseniz yine de başlar mıydınız o ilişkiye?''


Kitap hakkında kısa bir bilgi vermek gerekirse, kitap Adrien isimli esas oğlanın ağzından yazılmış. Esas kızımızda öndeki kitaplarda olduğu gibi Bige. Bige, Adrien'in büyük aşkı fakat bu büyük aşk sandığımız büyük aşklardan değil. Aralarındaki aşk sandığımız aşklardan değil. Daha başka. Serbest, daha rahat, daha gamsız, vurdum duymaz ve nicesi. Ama gel gelelim ki, kitabı okurken yapılan yanlışları görseniz bile hiçte değilllll diye söyleniyorsunuz çünkü ruh durumunu çok ince bir şekilde vermişler. Yani durup bir düşündüğünüzde sanırım bende Adrien olsam böyle yapardım diyorsunuz. Ama ben ne olursa olsun bu kitabı gerçeklikten ayrı tutmak istiyorum. Gerçek olamayacağı için değil, gerçek olmamasını istediğim için. 

''Bana kalırsa aşkın en kötü özelliği alışkanlık yaratması. Çünkü bazı durumlarda alışkanlıklarınıza sevgi yüklemesi yapıyor, çakılıp kalıyorsunuz yerinizde. Gidemem diye düşünüyorsunuz. Toplansanız kısa sürede terk edeceksiniz olay mekanını ama yapamıyorsunuz. Basiretiniz bağlanıyor işte!''


Yani mesela Bige çok mavra bir karakter ama çılgınlıkları had safhada. Ayrıca Adrien fransız ve bunların bir araya gelmesi de değişik bir olaydı. Daha sonrası da değişik bir olaydı. İlk iki kitabı okumadığınız için bilemezsiniz ha ha ha!
Ama bu seride şöyle iyi bir yön var ki, ben buna bir seride olması gereken en iyi, iyi yön diyorum. Üçüncü kitabı alıp sadece bunu okumuş bile olsanız, ilk iki kitabı okumadığınız için eksikliğini hissetmezsiniz. Yani daha sonra aaa bu seriymiş, diye fark ettiğinizde büyük bir kayıp ile burun buruna gelmezsiniz. Çünkü üçüncü kitapta hafiften verilen geriye dönüşlerde genel hatları tamamlıyorsunuz. İlk iki kitabı çok uzun süre evvel okuduğum için ben bazı noktaları çok net hatırlamıyordum mesela, yani sıfırdan okuyor gibi oldum ama gayet iyi anladım hatta ve hatta okudukça aaa evet burası böyleydi nasıl unuturum, diye de kendi kendime sitem etmedim değil.

''Fransızca da 'seni özlüyorum' kalıbı yoktur. En yakın cümle, 'Tu me manques'dir. Ama orada denilmek istenen 'Sen bende eksiksin..' Yani o kadar birbirimizin parçası haline gelmişiz ki, eksiklik büyük sorunlar yaratıyor. Bir organın, bir eklemin, bir duygunun eksikliği gibi. Onsuz yola devam etmek zor açıkçası.''


Şimdi yazdığım alıntılara bakıp, ayyy ne romantik kitap diye yaklaşmayın bu kitaba, bazı noktalarda gülmekten, bazı kimseler tarafından 'ya sen cidden kitaba mı gülüyorsun şimdi' diye uzaylıvari bakışlara maruz kaldım aman diyeyim aman. 
Ama bir noktada yakınmak istiyorum belki tam olarak yakınma da olmaz ama neyse. İlk iki kitabında sayfalarda çok fazla altını çizecek yerler bulmuştum, daha bir değişik tarzdaydı, güzeldi. Bu kötü müydü değildi, iki günde okudum hatta iki günden daha kısa sürede bitecek bir kitaptı gelgelelim ki ben uzattıkça uzatıyorum. Benden tavsiye bu kitabı alırsanız uzatmadan okumanız. 
Ayrıca Oben Budak'ın tarzını bilenler bilir, ama ben yine de bunu yazayım, kitap içerisinde eşcinsellik, biseksüellik gibi konular söz konusu. Yani kitabı alıp beklediğiniz gibi çıkmazsa bu konularda, boşu boşuna kitabı kötülemeye gerek yok. Sırf sizin düşüncenize uymuyor diye kitap kötülenmez. Bu benim şahsi görüşüm tabi.. Ayrıca kitapta yer yer güncel konulara çok hoşuma giden atıflar söz konusu. Bununda altını çizelim.

Büyük,Artemis yayınlarından çıktı. İlk iki kitabı Esen Kitaptan çıkma. Kitabın içerisinde iç sayfalarda çizimler var, ki çok güzeller. Ancak kitabı okumadan çizimlere bakmayın spoiler yiyebilirsiniz. Özellikle ben en sondaki çizimi çok evvelden gördüm :(
Keyifli zaman geçirmek istiyorsanız, alıp okuyabileceğiniz bir kitap, ben bayağı keyifli zaman geçirdim. Öneririm.

öpücükler xoxox
















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Durkheim Öldü! - Arthur Asa Berger | Kitap Yorumu #52

***Tanıtım*** 1910 yılında, Londra'da, dönemin önde gelen sosyologlarının ve politik aktivistlerinin bir araya geleceği bir konferans toplanacaktır. "Toplumsal İlerleme" teması etrafında gerçekleşecek konferans Londra basınında günler öncesinden yankı bulmuş, gazete sütunlarında konuşmacıların fotoğrafları ve teorik yaklaşımlarını anlatan makaleler arz-ı endam eylemektedir. Fakat konferansa günler kala, tüm zamanların en ünlü dedektifi Sherlock Holmes'ün Baker Sokağı'ndaki evinin kapısı bir kadın tarafından çalınır. Artık yumrukların konuştuğu bir kavgayı ve mücevher hırsızlığını içine alan bir gizem, Holmes ve kadim dostu Dr. Watson tarafından çözülmeyi beklemektedir. İnsan eylemlerini açıklama amacındaki sosyal teori, bu sefer bizzat eylemlerin nedeni olmuştur. Holmes bizzat sosyal teoriyi soruşturmaya başlar, sorguladığı kişiler ise bu teorilerin yaratıcılarıdır: W. E. B. Du Bois, Emile Durkheim, Sigmund Freud, Vladimir Lenin, Georg Simmel, Beatrice Webb ve M

Buz Ateşi - Amanda Hocking (Kanin Günlükleri #1) | Kitap Yorumu #36

***Tanıtım*** Fantastik / Kurgu / Yabancı Orijinal İsim:  Frostfire (İngilizce) Sayfa sayısı:  328 Ebat:  13.8x21 cm Yayın Tarihi:  Mart 2016 ISBN:  978-605-09-2568-5 Buzlar ülkesi Kanada’nın derinliklerinde, troll kabilelerinin en güçlüsü Kaninler hüküm sürüyor. Uzun sarı saçları ve mavi gözleriyle Kaninler arasında hemen göze çarpan, on dokuz yasındaki Bryn, kabilesinden dışlanmış bir melez ve tek isteği, kralın seçkin muhafızlar ordusunda  kendine bir yer edinebilmek... Aşkları için seçkin konumlarından feragat eden anne babasının aksine, Byrn ülkesine ve halkına hizmet etmek, isinde en iyi olabilmek için her şeyden vazgeçiyor. Bryn’in bir de gizli bir amacı var: babasının canına kast eden eskinin muhafızı, şimdinin haini yakışıklı Konstantin’den intikamını alabilmek. Byrn’ın soluk kesen “Kanin Günlükleri” macerası Buz Ateşi ile alev alıyor. ***Yorum*** ''Demek biz...'' Duraksayıp dudaklarını yaladı. ''İnsan değiliz, öyle mi? Hayır, puma ile aslan ar

Ev Kızı Evren - Filiz Şakar | Kitap Yorumu #38

***Tanıtım*** Kitaplar, gizem ve cinayet; mükemmel birleşim. -Tess Gerritsen- Tess Gerritsen Ev Kızı Evren'in karakterlerinden biri, üstelik bu kitap için sarfettiği övgü dolu sözcükler kapakta yer alıyor. Ev Kızı Evren -Wattys 2015 Kazananı - 56 hafta boyunca Macera Kategorisi birincisi olarak kaldı - 54 bin yorum, 107 bin oy aldı. Salata yaparken bıçağı ne kadar hızlı kullandığınızla övündünüz mü hiç? Övünün ! Ya da beşinci katta cam silerken en uzak noktayı bile pırıl pırıl yapabilmek için ne kadar güç sarf ettiğinizi fark ettiniz mi? Edin! Peki, halıya dökülen mürekkebi nasıl çıkaracağınızı biliyor musunuz? Bilin! Bütün bunları bilince bir ev kızının neler yapabileceğine hayret etmeyeceksiniz. Ev Kızı Evren polisiye bir olayı mizahi diliyle anlatırken, heyecanla kalkıp en yakındaki tavayı sapından sıkıca kavramanızı sağlayabilir. Ve sıradan bir tavayla, bir kahraman yaratmış olabilir…  "Ben bir masal kahramanı değilim. Hiçbir zaman da olmayacağım. Ben bir ev kızıyım. Ger