Ana içeriğe atla

Gecenin Kanatları - J.R Rain (Vampire For Hire #2) | Kitap Yorumu #42

***Tanıtım***
O Samantha Moon: Âşık bir vampir, özel dedektif, geceleri gizemli kanatlarıyla etrafına korku saçan bir cezalandırıcı. Güneşi hiç sevmeyen korkusuz ve güzel dedektifimiz, geceleri dev bir yarasaya dönüşüyor. Samantha Moon aynı zamanda zalim eski kocası tarafından çocuklarına yaklaşması yasaklanmış bir anne ve bu dünyadaki hiç kimse onu çocuklarından ayıramaz. O aynı zamanda altın kalpli bir kadın, aşkın heyecanlarını yeni yeni keşfeden bir acemi. Ama ona ve sevdiklerine zarar vermek isteyen herkesin karşısında kara listesini her gün güncelliyor ve kim bir vampirin kara listesine adını yazdırmak ister ki?


Gecenin Hâkimleri'yle başlayan macera Gecenin Kanatları'yla devam ediyor ve Samantha bu kez ailesi, çocukları ve ona sığınmış yalnız ve korkmuş bir kadınla ülkenin en büyük mafya liderine karşı savaşıyor. Gecenin Hâkimleri'nde tanıştığı kurt adamla yaşadığı nefes kesen ilişkisi sürerken, şimdiye kadar sadece netten yazıştığı gizemli adamla buluşacak ve kim olduğuna inanamayacak.

"Elinizden düşüremeyeceksiniz."
-April Vine-

"Mutlaka okunması gereken bir roman." 
-Booklist-

"Kesinlikle zekice." 
-Lisa Tenzin-Dolma-

"Çok sevdiğim yazarlardan biri. Bu ejderhaya dönüşen vampir bana keyif veriyor. Öğleden sonramı değerlendirebileceğim en iyi yol."
-Jen Ashton-
(Tanıtım Bülteninden)


Sayfa Sayısı: 336
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Martı Yayınları


***Yorum***

''Senden korkuyor ve insanlar korktuğunda şeytani, incitici şeyler yapar.''


Her şey serinin ilk kitabının turunu almamızla başladı. Daha sonrası gerçekten bir çıldırış. İkinci kitabının çıkmasını nasıl beklediğimi bir ben bir Allah bir de yayınevi biliyor olsa gerek çünkü, tur grubu olarak mesajlarla epey sıkıştırmıştık. Daha sonra kitabı ben Ankara kitap fuarından edindim. Bu kitabı okumayı o kadar uzun süredir bekliyordum ki. İçim içime sığmıyor, şu sıralar iyi kitap bombardımanına yakalanmış gibiyim. Birisi beni durdurmalı yoksa, yeni bir vampir furyası başlatacağım.

''Siz vampirler tuhafsınız, dedi.
Bunu her dolunayda uluyan bir adam söylüyor.''


Kitabı sanırım bundan on ya da on beş dakika önce okumayı bitirdim ve kitabın etkisindeyim. Bir gecede bitti, sayfaların nasıl geçtiğini nasıl okuduğumun farkına bile varmadım. Yer yer -gerçekten- güldüm (sesli). Mükemmeldi. Ah! Ne desem bilemiyorum. Tamam tamam önce kitabın konusundan biraz bahsedeyim, Samantha Moon ismindeki esas kızımız ki gerçekten esaslı bir kızdır kendileri, vampir. Evet, bütün olaylar Samantha'nın başından geçiyor ve hikaye onun ağzından anlatılıyor. Samantha, gerçekten akıllı, mantıklı ve duygusal çelişkilerde kalmış bir karakter ve tanıdığım en güçlü kadın karakterlerden birisi, o iğrenç kocası Danny'e rağmen hemde.

''Orada iki kişi sevişiyor,'' dedi Kingsley, omzunun üstünden bakarak. ''Sanırım içlerinden birinin adı, Oh Bebeğim.''

Bu defa, yaklaşık olarak üç olayla birlikte aynı anda uğraşıyor Samantha. Yazarı'nın eski bir dedektif olmasının büyük bir payı olduğunu düşünüyorum çünkü, yazılan olayların gidişatı, konu atlamaları ve kesinlikle zekice diyalogların başka bir açıklaması olamaz. Bu kitap gerçekten zekice, akıcı ve ''şu'' gençlik vampirlerinden değil. Umutsuzca aşk acısı çeken güçsüz vampir karakterleri ya da enteresan sıcakkanlı kurtlar yok, aklı başında bir vampir ve kesinlikle ergen değil, aklı başında bir kurt adam ki, o da kesinlikle ergen değil, ve diğer faniler.  Tabi ki her vampir kitabı vampirleri daha farklı ele alır ama, açık ara en sevdiğim vampir bu.


''Ben bir katil değilim.
Böyle yazdı vampir.
Ben iyi bir vampirim.
Bunun iyi bir tezat olduğunu söyleyenler var.''


Kitap ve seri çok bilinmiyor. Yani o meşhur vampir serilerden değil en azından bizim ülkemizde ki böyle olması ne yazık size anlatamam. Okuduğunuz diğer vampirler vampir kitabı bile değil. Martı yayınları, ilk kitabını bundan iki sene önce, ikinci kitabını da - gerçekten çıkana kadar gevredim- ekim '15 de çıkardı, sanırım üçüncü kitabının çıkması bundan yaklaşık yüz yıl sonraya denk geliyor. Serinin de neredeyse 20 kitaptan oluştuğunu söylersek, evet bir çağ sonra seri tamamlanacak gibi. Umarım bilim adamları kısa sürede ölümsüzlüğü bulur yoksa serinin tüm kitaplarını okuyamadan ölmem işten bile değil.

''Belki de düşünmeyi bırakmalıydım. Ama insan nasıl düşünmeyi bırakır ki? Bilmiyordum fakat hiç bir şey düşünmemeyi denedim ve kendimi her şeyi düşünürken buldum. Bu iş göründüğünden daha zordu.''

Bazen bu seriyi sadece ben okuyormuşum gibi geliyor, eğer yalnızca ben okuyorsam tabii ki 20 kitabı birden istemem haksızlık, ama eğer basılmazsa ingilizce pdf'lerini indirip oradan okuyacağım ve bu demek oluyor ki, türkçesine ihtiyacım kalmayacak. DUY SESİMİ EY MARTI YAYINLARI! (Duymadı) Yine de biraz daha fazla reklam ve daha başarılı bir kapakla çok daha fazla tanınabilir. Tamam orjinal kapaklarından on bin kat güzel bu kapaklar ama yine de biraz daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum. Ayrıca Samatha'nın saçları siyah. Lütfen, kapaktaki kadın sarışın, bunu görebiliyorum...

''Benim felsefem şudur: hayat sevmediğin bir işte bir dakika daha çalışılmayacak kadar kısadır. Tabii, ancak eğer bir vampir değilseniz. Ardından bu felsefenin işi bitiyor.''

Bu kitap hakkında söylenecek çok fazla şey var, ama en başından şunu söylemeliyim ki, bu her yaştan okunabilecek bir kitap ayrıca vampirlere karşı herhangi bir ön yargı besliyorsanız, beslememelisiniz, bu kitap o ön yargıyı tuzla buz edecektir. Bundan adım gibi eminim çünkü, ben o ön yargılı okuyuculardandım. Meğersem bu ön yargım başarısız vampir kitaplarına denk gelip umutsuz aşklar arasında gezmemden kaynaklanıyormuş...

''Geçen gece yatakta öpüşürken fark ettim. Dişlerin normal.''

''Vay canına teşekkürler.''
''Fakat vampirlerin azı dişlerinin olduğunu sanırdım,''diye devam etti.
''Ve bende vampirlerin yalnızca gençlere hitap eden aşk romanlarında olduğunu sanırdım.''


Serinin devamını gerçekten sabırsızlıkla bekliyorum çünkü, kitap öyle bir yerde bitti ki bunu anlatamam. Yani bir sayfa daha olsa olayı öğreneceğim ama o bir sayfa daha yok. O yüzden acilen serinin devamını okumam gerekiyor. Bunu daha ne kadar çok tekrarlayabilirim bilmiyorum ama SERİNİN DEVAMINI OKUMAM GEREKİYOR. Tamam yeteri kadar ısrarcı bir blogger olduğuma kanaat getirdim. Bu kitabı herkese önererek yorumumu bitiriyorum. Kalın sağlıcakla.

''Belki de Stephenie Meyer'in vampirleri doğru yapıyordu. Belki de soğuk, yağmurlu ve gri bulutların sürekli gökyüzünü kapladığı Washington eyaletine taşınmalıydım.''
Son bir şey daha, kitabın içinde adı ''Sherbet'' (şerbet) olan bir dedektif var, ismi çok sempatik değil mi?

öpücükler xoxo









Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Durkheim Öldü! - Arthur Asa Berger | Kitap Yorumu #52

***Tanıtım*** 1910 yılında, Londra'da, dönemin önde gelen sosyologlarının ve politik aktivistlerinin bir araya geleceği bir konferans toplanacaktır. "Toplumsal İlerleme" teması etrafında gerçekleşecek konferans Londra basınında günler öncesinden yankı bulmuş, gazete sütunlarında konuşmacıların fotoğrafları ve teorik yaklaşımlarını anlatan makaleler arz-ı endam eylemektedir. Fakat konferansa günler kala, tüm zamanların en ünlü dedektifi Sherlock Holmes'ün Baker Sokağı'ndaki evinin kapısı bir kadın tarafından çalınır. Artık yumrukların konuştuğu bir kavgayı ve mücevher hırsızlığını içine alan bir gizem, Holmes ve kadim dostu Dr. Watson tarafından çözülmeyi beklemektedir. İnsan eylemlerini açıklama amacındaki sosyal teori, bu sefer bizzat eylemlerin nedeni olmuştur. Holmes bizzat sosyal teoriyi soruşturmaya başlar, sorguladığı kişiler ise bu teorilerin yaratıcılarıdır: W. E. B. Du Bois, Emile Durkheim, Sigmund Freud, Vladimir Lenin, Georg Simmel, Beatrice Webb ve M

Buz Ateşi - Amanda Hocking (Kanin Günlükleri #1) | Kitap Yorumu #36

***Tanıtım*** Fantastik / Kurgu / Yabancı Orijinal İsim:  Frostfire (İngilizce) Sayfa sayısı:  328 Ebat:  13.8x21 cm Yayın Tarihi:  Mart 2016 ISBN:  978-605-09-2568-5 Buzlar ülkesi Kanada’nın derinliklerinde, troll kabilelerinin en güçlüsü Kaninler hüküm sürüyor. Uzun sarı saçları ve mavi gözleriyle Kaninler arasında hemen göze çarpan, on dokuz yasındaki Bryn, kabilesinden dışlanmış bir melez ve tek isteği, kralın seçkin muhafızlar ordusunda  kendine bir yer edinebilmek... Aşkları için seçkin konumlarından feragat eden anne babasının aksine, Byrn ülkesine ve halkına hizmet etmek, isinde en iyi olabilmek için her şeyden vazgeçiyor. Bryn’in bir de gizli bir amacı var: babasının canına kast eden eskinin muhafızı, şimdinin haini yakışıklı Konstantin’den intikamını alabilmek. Byrn’ın soluk kesen “Kanin Günlükleri” macerası Buz Ateşi ile alev alıyor. ***Yorum*** ''Demek biz...'' Duraksayıp dudaklarını yaladı. ''İnsan değiliz, öyle mi? Hayır, puma ile aslan ar

Ev Kızı Evren - Filiz Şakar | Kitap Yorumu #38

***Tanıtım*** Kitaplar, gizem ve cinayet; mükemmel birleşim. -Tess Gerritsen- Tess Gerritsen Ev Kızı Evren'in karakterlerinden biri, üstelik bu kitap için sarfettiği övgü dolu sözcükler kapakta yer alıyor. Ev Kızı Evren -Wattys 2015 Kazananı - 56 hafta boyunca Macera Kategorisi birincisi olarak kaldı - 54 bin yorum, 107 bin oy aldı. Salata yaparken bıçağı ne kadar hızlı kullandığınızla övündünüz mü hiç? Övünün ! Ya da beşinci katta cam silerken en uzak noktayı bile pırıl pırıl yapabilmek için ne kadar güç sarf ettiğinizi fark ettiniz mi? Edin! Peki, halıya dökülen mürekkebi nasıl çıkaracağınızı biliyor musunuz? Bilin! Bütün bunları bilince bir ev kızının neler yapabileceğine hayret etmeyeceksiniz. Ev Kızı Evren polisiye bir olayı mizahi diliyle anlatırken, heyecanla kalkıp en yakındaki tavayı sapından sıkıca kavramanızı sağlayabilir. Ve sıradan bir tavayla, bir kahraman yaratmış olabilir…  "Ben bir masal kahramanı değilim. Hiçbir zaman da olmayacağım. Ben bir ev kızıyım. Ger